Türkler olarak uzunca süre birayı sarışın, berrak ve
köpüklü (ama çok da köpüklü olmasın çünkü biramızdan çalarlar
yoksa) ve
özellikle de yaz aylarında serinlemek için bolca içilen bir içki olarak bildik.
Bira bardakları da ülkedeki oligopolün kafasına göre ürettiği ve önümüze
koyduğu bardaklardan ibaretti. Herhalde 100 kişiye sorsak 101'i bira bardağını
saplı, geniş ağızlı ve kavgaya götürülecek cinsten kalınlıkta bir şey olarak
tasvir ederdi. Arjantin bizim için futboluyla, tangosuyla ve parillarıyla ünlü
bir Güney Amerika ülkesi değil, Nevizade'de sipariş verilirken kullanılan bir
terimdi. Ülkedeki bira türleri çeşitlenmeye başlayınca bira bardakları da yavaş
yavaş çeşitlenmeye başladı. Bu yazıda temel bira bardaklarını ve
özelliklerini tanıtmaya çalışacağım. Sonuna kadar sabrederseniz hangisini
nereden alabileceğiniz hakkında bilgiler de mevcut :)
Öncelikle: Neden bardak?
Bu konu hakkında ayrı bir post yazmayı gerekli kılan
nedir? "Kanka içelim şişeden gitsin, bir de bardakla mı uğraşacağız
aq" diyenler vardır mutlaka. Ancak bira bardağı denilen şey bundan
binlerce yıl önce de olan bir araç. Evet o zaman şişeleme imkanı yoktu ve
insanlar birayı içebilecekleri bir kaba koymalıydılar onun da etkisi var ama
çeşit çeşit bardağa gerek var mıydı eyyy Sapiens? İnanmıyorsanız hemen
aşağıdaki fotolara bakın. Yani insanlar binlerce yıldan bu yana birayı bardağa
koyma konusuna kafa patlatmış.
Fakat 4.400 yıl önceki Irak'ın bugünkünden modern
olması?
Tarihin ilk Pilsner bardağı (attım inanmayın)
Kısaca özetlemek gerekirse, birayı şişeden içmek büyük
bir aroma kaybına yol açar. Öncelikle şişe ağzı çok dar olduğu için aldığınız
yudumu ayarlayamazsınız ve bira içerken bolca da hava yutarsınız. 2-3 şişe bira
içtikten sonra "Bu bira da çok şişiriyo ya" diye isyan etmenizin
temelinde bu yatıyor. Şişiren bira değil, yuttuğunuz hava. Ayrıca, biranın
aromalarının açığa çıkması için havalanması gerek ve bunu şişede tutarak
yapmanız mümkün değil. Biranın havayla olan temasını yönetecek biranın olmazsa
olmazı (bazı türler hariç) köpük de şişede kolayca oluşacak bir şey değil. O
yüzden birayı mutlaka bardaktan içmeliyiz. Hatta, mümkünse her birayı kendi
bardağından içmeliyiz.
Seattle'da yer alan Pike Microbrewery Müzesinden bir
resim. Yıl 1933
Güzel biralar güzel bardakları hak ediyorlar.
Bardakların temel işlevi de biradaki aromaları damağınıza en iyi biçimde
ulaştırmak ve bunu biraz da görsel bir şölene dönüştürerek yapmak. Eğer
bir Weihenstephan siparişi
verirseniz uzun bir bardakta bol köpüklü bir bira önünüze gelecektir ya da bir Orval söylediğinizde geniş ağızlı ve
saplı şarap kadehini az da olsa andıran bir bardak gelecektir önünüze. Markalar
biralarının en iyi formda damağımıza ulaşması için ciddi efor sarf ediyorlar.
Misal Samuel Adams'ın meşhur Boston Lager'i için Jim abi ciddi kafa yormuş bkz. O zaman gelin biz de biraz detaya
inelim ve hangi bira için hangi bardak tipi daha ideal ona bakalım. Not; her
bardağın sonuna da Türkiye'de bulunan biraların hangisi bu bardakta içmek için
ideal onu yazacağım.
Kulplu: Bir klasikle başlayalım istedim. Bu bardak türü
genelde lager tipi biralar (Helles, Lager ve Dark Lager) için idealdir. En
önemli özelliği bir sapının olması. Ne kadar özelliksiz olduğunu varın siz
düşünün artık. Böylece elinizdeki sıcaklığın bardağa temas etmesine ve
biranızın ısınmasına engel oluyorsunuz. Lager biraların soğuk içildiğinden
dolayı gayet mantıklı bir hareket. Geniş ağızlı ve kütük gibi bir bardak işte.
Lager biraların aroma yelpazesi çok geniş olmadığı için pek bir özelliği de
yok. İçin işte gitsin bardağı. Paşabahçe'de ve IKEA'da bu tipte bardaklar mevcut. Bu
bardakta içilebilecek biralar: Tuborg Çeşitleri, Efes Çeşitleri, Bomonti,
Beck's, Carlsberg
Buğday Birası Bardağı: Bu bardaklar genelde ince ve uzun
şekilde tasarlanmıştır. Bunun altında yatan temel sebepler ise buğday
biralarının köpük kondisyonlarının çok iyi olmaları ve bardakta kalıcı ve kalın
bir köpük elde edebilmek. Bu bardaklar genelde aşağıdan yukarıya bir
kıvrıma sahiptirler. Daha dar bir alt kısım ve gittikçe genişleyen (bazen
kıvrımlı) bir orta ve üst kısım buğday birası bardaklarına has bir özelliktir.
Böylece bu biraların aromalarının (muz, karanfil, maya, limon, ekmeğimsi ve
meyvemsi tatlı kokular bazen) daha kolay açığa çıkması amaçlanır. Uzun
olmasının bir sebebi de buğday biralarının yüksek karbonasyona sahip olmaları.
Bardağı uzun tutarak baloncukların dipten tepeye olan koşu mesafesi uzun
tutulmak isteniyor. Tıpkı yine gazlı bir içecek olan şampanyadaki gibi.
Paşabahçe'de, Crate & Barrel'da ve IKEA'da bu tipte bardaklar mevcut. Bu
bardakta içilebilecek biralar: Weihenstephaner, Paulaner, Schneider Weisse, Hacker-Pschorr, Gara Guzu
Weissbier, Erdinger,
Schöfferhofer
Lale: İsmini bildiğimiz laleden alan bu bardak tipi
aromaları açığa çıkartmak ve aynı zamanda güzel bir köpük yakalamak için ideal.
Özellikle maltsı ve şerbetçiotu karakteristiği yüksek biralarda ideal bir
bardak tipi. En meşhur örneklerinin başında Duvel geliyor. Yine alttan başlayan
ve yukarı doğru genişleyen ama bu sefer tekrar daralan bir yapı var. Burada da
mantık yine aynı. Aromaların açığa çıkması. Belgian Ales, IPA ve Double IPA
tipinde biralar için ideal. Hatta Brooklyn Brewery'nin Brewmaster'ı reyiz
Garret Oliver'a göre bu bardaklar nereyse tüm çeşitler için en ideal bardaklar.
Crate & Barrel'da ve IKEA'da bu tipte bardaklar mevcut. Bu bardakta
içilebilecek biralar: Duvel, Troubadour, St Bernardus ABT 12 ve neredeyse
tüm Belçika Ale'leri.
Goblet & Chalice: Bazen yarım küre ya da 3/4 küre
şeklinde karşımıza çıkan bu çorba kasesi görünümlü bardak tipi yüksek alkollü
ve maltsı karakteri baskın biralar için gayet ideal. Mesela, Belgian Dubbel
biralar (Westmalle Dubbel ya da Chimay Red) ya da German Bockbier (Ayinger ya
da Paulaner Salvator) bu bardaklarda içilebilecek biralardan bazıları. Dardan
genişe giden yapısı ve görece geniş ağzıyla aroma kontrolü için uygun bir
bardak. Kalın ve uzun saplı olanlara genelde Goblet denilirken daha kalın
camdan olanlar Chalice olarak adlandırılıyor. Ayrıca köpük elde etme ve köpüğü
koruma açısından da başarılı. Bu bardakta içilebilecek biralar: Westmalle,
Chimay, Leffe, Carolus, Tripel Karmeliet,
Trappistes Rochefort, St. Bernardus Tripel ve ABT 12
Pilsner: Lager biraların kardeşi olan bu tür için ayrı bir
bardak önerisi verilmiş, neden acaba? Pilsner tipi lager ve helles'e göre daha
acı bir bira türü. Detayları burada. Bu biraların bu hafif acı yanını
daha iyi açığa çıkartmak, köpük, renk ve gazlılıklarını da göstermek amacıyla
bu uzun bardaklar tercih ediliyor. Bazen Pilstulpe (Pils Lalesi) tipi
bardaklara da rastlayabilirsiniz. Özellikle Alman Pilsleri için çok
kullanılıyor. Paşabahçe'de ve IKEA'da bu tipte bardaklar mevcut. Bu
bardakta içilebilecek biralar:Krombacher Pils, Budvar, Bitburger,
Köstritzer
Snifter: Bu balon görünümlü bardakta bira mı içilir? Bazı
türler için evet. Bu garip balon görüntüsü akıllara konyak ve brandy'i getirse
de sizi bu bardakta bira içmekten alı koymasına izin vermeyin. Alkol ve aroma
açısından çok güçlü biralar için oldulça ideal bir bardak tipi. Geniş gövdesi
ve görece daha dar ağzı birayı bardakta çevirme imkanı sunuyor. Yine bu kendine
has tasarımı sayesinde uçucu aromaları daha rahat yakalamak mümkün. "Ee
ama bu laleye benziyor!" diyebilirsiniz. Evet benzerlik var ama
yukarıdaki resimlere tekrar dönüp bakarsanız, lale bardakların ağız kısmı
tekrar bir genişleme eğiliminde, snifter'lar ise öyle değil. Russian Imperial
Stouts, Barley Wines, Double IPAs ve Strong Belgian Ales için ideal bir bardak.
Elde tutarak nasıl konyak ve brandy'i ısıtıyorsak burada da birayı ısıtma
imkanı var çünkü zaten bu bardakta içilen biralar genel olarak soğuk içilmeyen
biralar. Paşabahçe'de, Crate & Barrel'da ve IKEA'da bu tipte bardaklar
mevcut. Bu bardakta içilebilecek biralar: Brooklyn Black Chocolate Stout,
Baltika Russian Imperial Stout, Troubador Black IPA
Pint: 2003-2004 yıllarında CNBC-E'de haftalık
yayınlanan muhteşem komik bir dizi vardı: Coupling! O zamanlar tabi Netflix ya
da Torrent yok, her hafta hiçbir yere program yapmaz oturur evde onu izlerdim.
Eğer Coupling izleyen okuyucular varsa aranızda konuyu nereye bağlayacağımı çok
iyi tahmin etmiştir. Dizideki absürd karakterlerin toplanıp bira içtikleri çok
güzel bir pub vardı. Resme bakanların gözleri dolmuş olabilir. Bu yazıdan sonra
"Coupling izle" aramalarında bir artma bekliyorum. Bu ekibin önüne
sürekli bu pint bardaklarda içinde siyah ve kehribar rengi biralar gelir, benim
de o dönem içim giderdi. Bu bardak tipi English Pint olarak geçiyor ve 568ml'ye
tekabül ediyor. American Pint ise 473ml'ye denk geliyor. Aroma açısından çok
büyük bir katkısı yok bu bardağın. Kullanım açısından şöyle bir güzelliği var
barmen için, boyundaki ufak çıkıntıdan dolayı üst üste dizdiğinizde bardaklar
sıkışmıyor, tekrar geri çıkartması kolay oluyor. Paşabahçe'de ve IKEA'da bu
tipte bardaklar mevcut Bu bardakta içilebilecek biralar: Guinness,
London Porter, Fuller's Black Cab Stout, Fuller's London Pride.
Hastaları için: Season01E05 (Shadaim diyeyim anlayın)
Özel tasarımlar: Son olarak kategorik bir ismi
olmayan ama görünce tanıdığınız bazısı pazarlama amaçlı bazısı ise daha teknik
amaçlı üretilmiş bardaklar var. Kwak ve La Corne bardağı bence tamamen pazarlama
amaçlı iki bardak. Hatta kendi aramızda "Kwak Effect" adını verdiğimiz
bir teori de mevcut. Eğer ki bir ortamda birisi Kwak sipariş ederse [La Corne
için de geçerli] diğer masaların gelecek siparişinin Kwak [ya da La Corne] olma
olasılığı artar. [Nobel'i paket yap gönder canım] Çünkü bu bardağı görenler
hemen "vay aq, bardağa bak hacı. Tam da foto çekip instagram'a atmalık.
Biz de ondan söyleyelim" diyorlar. Kwak'ın tasarımının şöyle bir de
hikayesi var. Pauwel Kwak reyiz De Hoorn adında bir bar işletiyor ve bu mekan
gün içerisinde atlı arabaların önünden sık geçtiği bir yer. Ancak at
arabası sürücüleri arabayı başı boş bırakamadıkları için arabadan inip bira
içemiyorlar. Pauwel Kwak da girişimci bir abi olmasından dolayı ben bu birayı
bu adamlara arabada nasıl içiririm diye düşünüyor ve arabaya sabitlenebilecek
bir aparat yaparak bardağı da içerisine yerleştiriyor. O dönem don't drink
& drive tarzı bir kampanya da yok anlaşılan. Böylece meşhur Kwak bardağı
ortaya çıkıyor. La Corne ise isminden esinlenen bir tasarıma sahip. La Corne
> Boynuz. Bardak tasarımı da bir boynuzu andırıyor. Bu bardaklardan bira
içmesi (kabul ediyorum) gayet keyifli. Böyle bir şekle giriyorsunuz. Hatta
bu biraları içerkenki ruh halimi Umut reyiz çok güzel tarif etmiş.
Spiegelau'nun IPA ve Stout bardaklarına da değinmek
istiyorum. Bu bardaklardan özellikle IPA bardağı bira sevdalıları arasında
oldukça popüler ve beğenilerek kullanılıyor. Bardağı geliştirirken ABD'nin önde
gelen üreticilerinden olan Dogfish Head'den Sam Calagione ve Sierra Nevada'dan
Ken Grossman'dan yardım alınmış. Yazının sonunda bu iklinin videosunu da
bulabilirsiniz. Kör tadımların sonucunda yüzlerce prototipin elenmesiyle
"Number 6" olarak yarışmaya katılan bu bardak en başarılı bardak
olarak seçilmiş. Aromayı deyim yerindeyse patlatma ve köpük kondisyonunu
da başarılı bir şekilde tutması açısından bira sevdalılarının ve özellikle de
Hop Head IPA sevdalılarının favori bardağı. Türkiye'de Crate & Barrel'da
satılıyor. Mağazaya ya da online mağazaya bakabilirsiniz.
Spiegelau'nun diğer bardağı ise Stout biralar için.
IPA bardağının büyük başarısından sonra bu sefer Stout tarzı biralar için bir
bardak tasarlayalım denmiş ve ABD'nin önde gelen Stout üreticilerinden
Colorado'lu Left Hand Brewing ve Oregon'lu Rogue Ales ile ortaklaşa bir tasarım
gerçekleştiriyorlar. Yine kör tadımlar ve eleme süreçlerinin sonunda
"Prototype C" isimli bardak ipi göğüslüyor. Tasarım olarak IPA
bardağına benzemekle birlikte belirgin farklılıkları var. Bir kere sapı IPA'da
olduğu gibi yuvarlak yuvarlak gelmiyor. Tasarımın temel amacı da Stout'lara has
olan yanık malt, kahve ve çikolata aromalarını patlatmak. Bu bardak da Crate
& Barrel'da mevcut.
Son özel tasarım bardağımız ise TeKu diye geçen
ve benim favorilerimden olan bir bardak. İtalyan bira üreticisi Baladin'den Teo
Musso ve yine bir İtalyan olan duyu analisti ve bira sommelier'i olan Lorenzo
Dabove'nin (takma adı Kuaska) ortak tasarımı olan bu bardak ilk kez 2006
yılında tasarlanmış ve gördüğüm kadarıyla da sıkça kullanılıyor. Teo ve
Kuaska'nın ilk iki harfinden esinlenerek de bu TeKu ismini vermişler bardağa.
Şarap kadehini andıran ama daha köşeli hatlara sahip bir bardak. Peki olayı
nedir? Alt kısmı gördüğünüz üzere en geniş kısmı ve burada aromaların açığa
çıkması amaçlanıyor ve yukarı doğru daralıyor ancak tam ağız kısmında tekrar
bir dışa dönüklük bir açılma var. Bu da aromaların çok uçmadan duyularımıza
çarpmasını amaçlıyor. Türkiye'de sadece barlarda bulabilirsiniz bunu çünkü
Brewdog bu bardağı oldukça geniş bir bira yelpazesi için kullanıyor. Bu
bardağın olduğu barları tespit edip kalabalık bir günde, kimse bakmazken :D Siz
önce gidin barmene parasını verip almak istediğinizi söyleyin. Hayır derse ilk
yönteme geri dönersiniz. Bu bardakta içilebilecek biralar: Brewdog
Punk IPA - 5 A.M. Saint - Hardcore IPA, Gara Guzu IPA, Baltika Imperial
Stout, Brooklyn Black Chocolate Stout.
Son olarak birayı bardağa koymadan önceki aşama için
bir iki ufak tavsiye vereceğim. Mutlaka bardağınızı (eğer evdeyseniz tabi)
soğuk suyla bir ıslatın. Buna eloğlu rinsing the glass diyor. Böylelikle bardaktaki olası kir ve deterjan kalıntısından kurtulmuş
oluyoruz. Bazı barlarda hani bardağı ters bir şekilde bir alete tutar o alet de
suyu basar ya, hah işte tam da o olay!
Bir sonraki tavsiyem ise bardağa biranızı dökerken
mutlaka köpük oluşmasına izin verin. Önce 45 derecelik bir açıyla başlayıp
sonlara doğru bardağı dikleştirip köpük oluşumunu sağlayabilirsiniz. Son
olarak, Türkiye'deki barlarda çok yapılır sanki bir bok varmış gibi ama sakın
ama sakın bardağınızı buzlukta dondurmayın gençler. Öncelikle, bardakta
oluşan buz kristalleri aromayı bozuyor. Bir de bu kadar soğuk içmenize gerek
yok! Unutmayın, lager tipi biralar 4-6 derece'de güzel ama 14 derecede içilecek
olan Chimay Blue'nun bardağını soğutmak demek o biraya ihanet etmek demek! Bu
blogun değerli okuyucuları olarak siz zaten yapmıyorsunuzdur da yapan
arkadaşlarınıza bu satırları gösterip hava atabilirsiniz :D
[embed]https://www.youtube.com/watch?v=dsPHvo2YHjc[/embed]
Güzel bardaklarda güzel biralar içmeniz dileğiyle.
Hoşça kalın.
0 Yorumlar